Yağmur Sonrası
Bir yağmur sonrası sokağında, yağmur sonrası kuşlarının senfonisinde yürüyorum… Salıvermişim düşüncemin dizginlerini… Tarihi bir film gibi, ibretli bir komedinin bulanıklığında hızlı hızlı geçiyor düşünceler…
Yağmur sonrası niye ağırlışır görüntüler?.. Gerçekten ağır-çekime mi geçer sokaklarda yaşam?.. Yoksa yağmur telaşının sonrasında bana mı öyle geliyor?.. Yağmur sonrası kuşları niçin daha gürültücü?..
İzmir'in palmiyeleri bir jenerik gibi geçiyor başımdan ağır ağır… Ve kuşlar… Cıvıl cıvıl… Hüzün mü?.. Sevinç mi?.. Bitiş mi?.. Başlangıç mı?.. Ne anlatıyorsunuz?.. Ne düşünüyorum?.. Dizginsiz…
Yağmur sonrası herşey düşünceler gibi… Elle tutulmuyor… Anlatmak zor bu huzurlu keşmekeşi…
Yağmur sonrası toprak niye güzel kokar?.. Şu geçen fayton benden bişey götürüyor… Ne?.. Deniz insanları neden daha güleç yüzlü?.. Toprak kokusuyla kokoreç kokusu karıştı… Ne güzel!… Kırk yıl düşünsem gelmezdi aklıma… "Ver bi tane…"
Yağmur sonrası deniz niye çarşaf gibi?.. Niçin ısınır hava?..
"Teyze kapa şemsiyeni yağmur bitti…"
Hüzünler yani…
Baharda beyaz beyaz bişeyler uçuşur… Adını bilmem… Öğrenmeliyim… Herşeyi bilmezsem yazar olamam ki…
Herşeyi biliyorum!.. Hiçbirşey bilmiyorum yani… Ne ki, bir sevgi ürpertisiyle diken diken tüylerim… Adını bildiklerim… Bilmediklerim… Hepinizi çok seviyorum…