“Why High One Why”

Sevgili Fikret Kızılok'un çok sevdiğim bir şarkısı vardır; "Why High One Why". Toplumdaki arabesk liberalizmin, çöküşün, yozlaşmanın gözle görünür hale geldiği günlerde, Kızılok, neşteri vurup, çürümenin cerahatini şarkılaştırmıştı.

Birçoğunuzun bildiğini tahmin ettiğim şarkı, "Adidas'la tekkelere gidersin/Baklavayla viskileri içersin/Neskafeyle falımıza bakarsın/Bu can sana kurban olsun" diye başlayıp devam ediyor…

O günlerden bugünlere yaşadıklarımızla bu şarkıyı türetip bir hayvanlar kakafonisi haline getirmek mümkün. 

Baksanıza…

Bebek'te, tasavvufi açılımlar içinde, kendi felsefesinde özgür yaşamını sürdüren barmen Oğuz Atak, sırtında Allah dövmesi olduğu için, TGRT kanalındaki bir yaratık zihniyet tarafından teşhir ediliyor, hedef gösteriliyor. 

(Koro): "Why High One Why"

 

Kendilerini Allahın düzeninin avukatı zanneden, zihinsel özürlü caniler, barmen Oğuz'u kurşunlayıp öldürüyorlar. 

(Koro): "Why High One Why"

 

Bebek Camii imamı Seyfettin Çetin, Oğuz Atak'ın cenaze namazını kıldırmayı reddediyor… 

(Koro): Nakarat…

Sırtına Allah dövmesi yaptırdığı için öldürülen barmen Oğuz Atak'ın katillerini azmettirdiği öne sürülen kabadayı Sedat Peker; "İlgim yok. Ama ben görseydim aynı şeyi yapardım," diyor. 

(Koro): "Why High One Why"

Dinci Akit Gazetesi, yurttaşların haberi ilginç buldukları ve TV kanalının yayınını onayladıklarını yazarak, barmeni hedef gösteren TGRT'ye destek veriyor. Aynı gün, aynı gazeteye ilan veren Mehmet Kuğu adlı bir zat-ı muhterem (!) TGRT'nin yayınını tebrik ediyor. 

(Koro): "Why High One Why"

Türkiye'de kara yobazlarla çetecilerin el ele gerçekleştirdikleri bir darbe yaşanıyor!

Sözü Kemalist, laik halka ve orduya getirip darbeden söz etmek için artık çok geç!

Şimdi olsa olsa bir aydınlık karşı devrimden söz edilebilir… Ve ışıklı insanların tepkileri, yazıp çizdikleri, karanlığa karşı başlatılan aydınlık harekâtının ilk çığlıklarıdır…

Hiç kuşkunuz olmasın ki, fısıltıyla başlayan bu çığlık büyüyecek!

Örümcekli karanlıkları boğacak bir ışık seli yaşanacak.

Çünkü, zaman, akıl, duygu, çağ bizim yanımızda. 

Ve en başta doğa, evrimleşmeye ayak uyduramayanları kendi akış dengeleri içinde yok edecektir.

Tanrı, sevgiyle örülmüş, evrensel ve ilahi anlamını böylesine güdükleştiren beyinsiz fanatiklerine şimdilik gülüyor (!)

 

Pişkinler pişkini bir kadın ve bir meczup, arkalarından koşan bilumum şakşakçı çıkar çevrelerinin, karanlık niyetlilerin ve insanlık, çağdaşlık baltasına sap olamamanın ezici kompleksleriyle hurafelerin neferliğine sığınan sarıklı kuklaların desteğiyle ülkeyi bu hale getirdiler.

Ancak korku filmlerinde ya da masallarda yaşanabilecek olaylar yaşıyoruz.

Bu masalın koyunsu cehaletlerle uyuyan güzelleri, bir kararı ya verecek, ya verecek…
 

Beklenmedik bir zekâ sıçraması ile, seçim sandıklarını bilinçli oylarla doldurup geleceklerini çağdaş olmanın tarifsiz güzelliğine teslim edecekler. 

Ya da ağıllara girecek birileri, belirli aralıklarla kırpılması gereken yünleri kırpıp, zararlı mahlukata ilaçlama yapacaklar…

Bütün bunlar olmazsa, üçüncü bin yılların dünya ansiklopedisinde bir tür, iki basamak aşağıya düşerek, hayvanlar âleminin vahşi hayvanlar sayfalarındaki müstesna yerini alacak. 

(Koro): "Why High One Why!" 

Işık ve sevgiyle…

İlhan İrem Official Web