Saygı Üstüne
Saygı elle tutulmaz…
Gözle görülmez…
Saygı kendini doğurur…
Zorla olmaz… Korkuyla olmaz…
Saygıyla kaygıyı birbiriyle karıştırmamak lazım…
İkisi birbirine zıt kelimelerdir… Bir arada bulunmazlar… Kaygının olduğu yerde saygı olmaz…
Hele kişinin kendi saygınlığı konusunda kaygısı varsa… Hiç göremez aradığı saygıyı…
Etraflarında zoraki bir saygı çemberi yaratmak isteyenlerin bu konuda kaygılı oldukları kesindir…
Bilmezler ki:
Saygıyı kişinin kendisi yaratır… Düşünceleriyle… Bu düşüncelerle çelişmeyen yaşam biçimi ile…
Dantel gibi, güzelliklerle örülü bir yaşamı varsa insanın… Meclisteki yerinin yüceliğini bilir ve saygı hafiyesi gibi bakınmaz dört yana…
Çocuğuyla, kapıcısıyla, bekçisiyle, sütçüsüyle herkesle arkadaş olur…
Dürüst ve eksiksiz bir yaşam sürdüğünün bilincinde olanlar sıcacık bakarlar hayata… Kendilerine gösterilecek saygıdan en küçük bir kuşkuları olmadığını bilirler…
Sevilecek – sevilmeyecek ne varsa hepsini severler… Saygı duyulacaklara da saygı duyarlar…
Ama kendisi saygın değilse kişinin… Kendinde olmayan birşeyi başkasına nasıl versin?…