Pencere…Köprü…Ve ötesi…

Altıncı katta insanın bir yanı var… Düşünür…
Yedinci kat…
Bir sanatçı… Ülkelerin birinde…
"Yedi kat göklerdeyim" dedi "Birazdan açılır tüm kapılar…"
"Gerçek görünür…"
Kapılar birden açıldı…
Anlatılmaz bir ışık doldu içeriye…
Altın mızraklı…
Ne sıcak… Ne soğuk…
Bir başak tarlasında
Anlamsız bir sarhoşluk…
Evet… Bir başak tarlasındaydı…
Oynaştı üç-beş başak…
Salkım-saçak…
Hiç kimse yoktu…
Hiçbir ses…
Ne bir esinti…
Ne de bir belirtisi bir şeyin…
Dışında, başaklar ve sonuçta öylece yarım duran güneşin

Birden bir rüzgar çıktı… Güneşe doğru… (Batmakta veya doğmakta değil… Öylece yarım durmakta…)
Birkaç tüy koptu kanatlarımdan…
Ve havalandığını hissetti
Başaklar arasından…. Güneşe doğru… (Bu güneş dünyadaki gibi değil… Anlatması zor…)
Siyâhlar üzerindeki sarı beneklerinden inanılmaz ışıklar saçan güneşe doğru… Uçtu… Uçtu… Uçtu…
Sarı benekler büyüdü… Büyüdü…
Herbiri,
Önce bir pencere…
Sonra bir yaşam…
Sonra boşluk oldu…
Evren oldu…
Yaklaştıkça bir büyük gerçeğin yalnızca bir noktası çözülecekti… 

Sonraki

İlhan İrem Official Web