Ölüm Uykusu
Evrensel kültürü, estetiği, yaşam koşulları ne olursa olsun hayata geçen yürekten beyinsel çabalarla dünya ve kâinat insanı olabilme değerlerini es geçmeyip, fakirlik edebiyatı, sazlı sözlü sol söylemlerin güdüklüğüne saplanmadan, yoksulluğun umutlarını, özlemlerini kaşıyıp, kullanmadan salt benliğini ve insanını geliştirme duygusu taşıyanlar, aşağıdaki satırları daha derinden paylaşacaklar.
Zamanınız olursa, Boğaz tepelerinde, Sultanbeyli'de, Fatih'te, İstanbul'un saçkıran girmiş varoşlarında şöyle bir gezintiye(!) çıkın.
Elbirliğiyle yaratılmış ilkel mahlukların, gelmiş geçmiş bütün uygarlıkların buluşma noktası İstanbul'un içine nasıl ettiklerini göreceksiniz.
Her yerde, giderek türleri tükenen alın teriyle yürümeye çabalayan insanların hayat haklarına tecavüzün derin izleri var!
Aymazın biri, seçim sancısıyla imar affı çıkarabilir.
Ama sen, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin gerçekten faziletli bir insanı olsan, başkalarının haklarına saygılı, inanç sahibi, gerçek bir Müslüman…
Geçtik bütün bunları, "insan" olsan, göç ettiğin şehrin su kaynaklarına, akciğerlerine gecekondu apartmanlar dikip, dürüst insanların da hakkı olan toprakları mafyalaşmış derebeyleriyle birlikte gasp etmezdin.
Elektrik direklerine çengeller atıp, başkalarının ödediği faturalardan çalarak sağlamazdın enerjini.
Çağını yaşayan, duyarlı, güzel bir insan olsaydın, devletin başına yuvalanmış, milliyetçilikten dem vuran çetecilere kanmaz, yalancılığı tescillenmiş siyaset aşiftelerini "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye alkışlamaz, inanç ve dolar hırsızı fırıldakları olanca salaklığınla sandık başlarında tavaf etmezdin artık. Ama nerdeee! Sen uyuyorsun.
Çoktan batmış hayat ve insanlık gemin -sence-yürüdükçe, olup biten, olup bitecek her şeye razısın "eyvallah"larla…
Bu durumda, ya ikibinli yıllara uzanan dünyanın, kendisine güzel ve onurlu yaşaması için bir hayat sunulmuş insanı olarak uyanacaksın kış uykularından. Ya da sağa sola savrulmuş güzel insanların gözleri, yeniden güneşi oluşturacak ateşböcekleri gibi ışıyıp bütün bu sahte iyileşmelerin ve zahiri kıpırdanışların ötesindeki karanlık tarlalara yağacak.
"Yeni Dünya Düzeni" ve "Şeriat" kaşeli yapay gübreleri sele karıştırıp un ufak etme, ekinleri haşaratlardan temizleme harekâtı… Son kullanma tarihi geçip bayatlamış her çığlığın, sırtından malı götüren sahte demokrasi çığırtkanlan"nı plastik kahramanlara dönüştürüyor.
Bu kez, beklentilerin aksine, kara/yeşil geceden daha kara, kan kırmızı ve biraz haki günler gelmedi. Askerler gerçekten askerdi çünkü…
Babanın beklenmedik bir diyet virajında soluklandık.
Ama örümcekler koridorların çıkışlarına ağlarını örmeyi sürdürüyorlar hâlâ… Ve sen uyuyorsun. Işık ve sevgiyle…