Koridor
Sen!..
Yüzü boyalı..
Yıldız beyazı…
Siyah… Mor…
Disko bakışlım…
Akşam çiçeğim…
Biliyormusun?..
Sıcaklıkların en vahşi kabilesinin
En gözüpek okçusu gibisin…
Büyülü bir ölüm dansında
Kalçaların…
Ve biri direğe bağlı…
Yüzünü seçemiyorum…
Ölecek mi?..
Suvariler gelecek mi?..
Bilmiyorum…
Tam-tamlar
Bunaltıyor geceyi…
Ve uzaklarda,
Ölgün bir kahve dumanına çöreklenmiş
Kovboylar var…
Duymuyorlar tamtamları…
Ya da,
Duyuyorlar – duymuyorlar…
Ve elleri bağlı direktekinin…
Hıçkırıyor…
Duyulmuyor…
Gözünden yeşil bir dünya damlıyor
Totemin dibine…
Yeşeriyor totem…
Parlıyor…
Yeşil bir ışık oluyor
Yemyeşil bir gecede…
Yüzü yıldız beyazı
Siyah ve mor boyalı
Dans ediyor durmadan…
Gözleri totemde,
Yeşilliğe aldırmadan…
Ve bir arpejin
Katarına takılıp
Gidiyor tamtamlar…
Susuyor gece…
Yemyeşil öylece…
Sen!..
Yüzü boyalı…
Hadi…
Dans etsene!..
Yok… Çıt… Yok…
Gece… Sen… Ve herşey
Öylece dondu…
Uzaklarda
Bir ateş çıtırtısı…
Cırcır böcekleri…
Hepsi o kadar…
Daha uzaklarda kovboylar
Kahve içiyorlar…
Direkteki yine ağlıyor…
Yine kararıyor gece…
Tamtamsız…
Ve yine komik totem…
Bitmiyor matem…
Ve nallar parçalıyor
Karanlık toprakları…
Gelenler,
Süvarilerin boş atları…
Ve mor bir koridor
belirdi
Yeşil direğin tepesinde…
İpleri gevşedi hıçkıranın…
İlk kez gülümsedi…
Terketti
Toprağı ayakları…
Ayakları…
Kirli ve çıplak…
Elleri…
kan oturmuş mos-mor…
Ve duman dumana
Göklere yöneldi
Koridor…
Danslar – tamtamlar – atlar
Aşağıdaydı…
Ve yukarıdaydı herşey…
Koridorun içinde,
Gecenin dışında herşey…
Bir yapraktı sanki güzün,
Peşinde mor bir gündüzün…
Atsız süvarilerle tanıştı
Bir-bir…
Ve tamtamcılarla,
Tamtamsız…
Duyulmayanlar…
Ve duymayanlarca
Bir yere varmayanlar
Hepiniz burdasınız…
Ve aşağıda kaldı
Çalgılarınız…Atlarınız…
Ve anlamayanlar…
Şimdi önümüz de
Mor bir koridor var…
Biz onun önündeyiz…
Nereye giderse,
Uçarak yürüyeceğiz…
Sevinçten uçarak…
Yeşil bir gecede
Mor bir koridordan
Bembeyaz bir evin
Önüne geleceğiz……