Karışım
Karışıklığı sevmem…
Kimsenin işime karışmasını istemem…
Kimsenin işine karışmam…
Karışımları severim…
Karışıklık başka…
Karışmak başka…
Karışım başka…
(O başka bu başka diye bir şarkıya benzedi)
Neyse… Güzel karışımlar vardır… Yağmurlarla güneşin karışımı gibi… Gökkuşağı gibi… Yağmurlarla toprağın buluşması gibi… Islak toprağın kokusunu düşünün…
Vapur düdükleriyle martı çığlıklarının birbirine karışması güzeldir… Güzeldir… Düşündürür beni… Bazen bizim yapılarımız da doğayla uyum sağlıyor… Vapur düdükleriyle martı çığlıkları gibi…
Vapur düdükleri…
Tren düdükleri…
Çarpar bir tepeye geri gelir… Bir karışımdır bu… Bizden… Doğadan… Çocukluğumu karıştırır ne zaman duysam…
"Karıştırma" derim kendime usulca… "Karışıklığı sevmem"…
Bakarım tepelere… Ağaçlara… Beyazlara… Yeşillere… "Doğa ne güzel kaynaştırıyor herşeyi bünyesinde…"
Arasıra biz de karışıyoruz doğaya yapıtlarımızla… Ama birbirimizle kaynaşmamız, yaptıklarımızı bağdaştırmamız imkansız gibi…
İnsan-insanla, silah-silahla, Roket-roketle kaynaşınca karışıklık oluyor…Yankı gibi geri de gelmiyor gidenler…
Gelmez tabii!..
Karışıklık başka…. Karışım başka…
(Yine o şarkı)
O başka bu başka…