Karışık Bir Yazı
Sabahları bir cereyan dürtmesiyle sıçrıyoruz yataktan …. Fişlerimiz takılıyor… Isınıyor kaslarımız… Ve robotlar gibi dökülüyoruz yollara… Ve uykulardan arındıkça daha iyi düşünmeye başlıyor beynimiz…
"Bugün o işi bir bilene danışmalıyım…"
"Yarım kilo et… Kuşbaşı tarafından…"
"Çocuklara çikolata…"
"Aylık… Kira…"
"Bugün patrona çıkışmalıyım…"
"Nasıl söylemeli acaba?.."
"Hanıma yazlık lazım.."
"Torunun bisikleti.."
"Öff!.. Ne demeli?.."
"Oğlum iki kahve getir… Telveli.."
"Kahve, çay, deterjan… Yeşil ışıklısından…"
"Memet usta bu başlık olmamış, değiştirmeli…"
"Beyefendi, bu dişler çürümüş… Çekmek lazım… Yenilerini yaparız…"
"Doktooor!.. Ekmek lazım…"
"Kadevesi içinde size doksandokuzbin liraya olur efendim…"
"Efendim?..
"Efendim, malzeme çok pahalı… Herşey dışardan geliyor…"
"Yeni Mersedes'leri gördün mü?.. Ne biçim ama?.."
"Aslında ucuz abi… Heryer araba doldu yaa!.."
"Beyler, paraları bozuk rica edeyim…"
"Evladım… Sağlam para mı kaldı zaten?.. Hep bozulduk…"
"Dışarda saygınlığımız çok arttı mirim…"
"Avrupa'da herkes bizden sözediyor…"
"Aferin bize be…"
"Bugüne nasıl geldik?.."
"Di-day di-day day…"
"Ekonomimiz düzelince bize puan vermeye de başladılar…."
"Yaa! Oniki puan!"
"Arttırmışlar mı? Arttırmışlar mı?.."
"Neyi?.."
"Ben sağda müsait bi yerde ineyim…"