Er Mektubu Görülmüştür / Bal Ağızlım
1980 (Türküola) 244

Sözler: İlhan İREM
Müzikler: İlhan İREM
Arranjör: Esin Engin
Orkestra: Esin Engin
Stüdyo: Arla
Kayıt: Sıtkı Acim
Fotoğraflar: Orhan Çetin
Kapak Baskısı: Erhan Matbaacılık

Er Mektubu Görülmüştür

Bir koğuş kalk komutu, inince gözlerime
Herşey rüyada kaldı; gelmişim ben askere
Devleşen hasretlerim dizildikçe günlere
Daha bir bakar oldum; mektuplarla, resmine

Geli geliversen tezkere, gidi gidiversek evlere
Ayrılık balyoz gibi vuruyor beyinlere
Geli geliversen tezkere, gidi gidiversek evlere
Dertler yıldızlar kadar sığmıyor gecelere
 
Atışlarda dizilir sıra sıra hedefler
Hedeflerde gizlenir sevgililer, bebekler
Sanki mermi değil de yürekleri fırlatır
Yar diye sarılıp ta yattığımız tüfekler

Nöbetlerde süngüye takılınca anılar
Yetmez olur şarkılar, yakılan sigaralar
Bir bir çıkar takvimler, karalanır çarpılar
Tezkereye aylar var, kilitlenir dudaklar

Gözlerin mavi mavi uzakta bir hedef gibi
Gözlerim gözlerinde göklerde güneş gibi
Uzaklarda içiçeyiz iki deli ateş gibi
 
Geli geliversen tezkere, gülü gülüversem ben yine
Günler yağmurlar gibi, yağıyor gözlerime

Güzelin gözlerine yağmurlar inmesin
Sen benim düşlerimde günlük güneşliksin
Yine geldi ilkbahar kavuşmak yaklaşıyor
Dönüşümü düşünüp her zaman gülmelisin

 

Bal Ağızlım

Bal ağızlım
Sen konuşunca gökyüzü açılıyor
Yeryüzünün dört yanına baharlar saçılıyor
Yosun tutsa yürekler, yıkılsa bütün ümitler
Her kelimen dünyayı yeniden yaratıyor

Ben bir ay, sen ışığım.
Ben gece, sen sabahım
Sen tarla, ben aşkınla dalgalanan başağım
Bu kurumuş dünyaya ben seninle aşığım

Gönlüm sanki bir kovan, dolu dolu sevginle
Bal ağızlım her günüm bir petek bal seninle

Geliyorsun,
Seviyorsun,
Örüyorsun,
gidiyorsun
Gitme…

Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor
Meyva dolu dalımsın, ağzından bal akıyor
Alım, yeşil, sarımsın, ağzından bal akıyor

Hasat günü gelmeden kurumasın ekinler
Baharları sırtlayıp göç etmesin leylekler
Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler

Köhnetilmiş insanlar,
Unutulmuş doğrular
Bu yaşlı dünyaya kalan,
Yaşlanmış bir sürü yalan

Bal ağızlım gitme geri,
Ballandıralım zehirleri
Üzülme herşey düzelir,
Görürlerse sevgimizi