Dünyalı Çocukların Yeni Yıl Bildirgesi
Biz, Türkiye'den Afrika'ya, Afrika'dan Amerika'ya, Rusya'ya, Çin'e Japonya'ya, Avrupa'ya kadar tüm dünya çocuklarının, yaşlı baskılarının uzanamadığı ortak bir düşü var…
Evrenlerin sonsuzluğunda minicik bir ada olan dünyamızda, adına insanlık denen inanılmaz bir ortaklık oluşturduğumuz bilinciyle, el ele bir ışık dünyası düşlüyoruz…
1986 "Barış Yılı" silahlanma harcamalarının rekora ulaşmasıyla, şaşkın ve yorgun bizleri terkederken, saat tam on ikide dünyadan uzaya bir kahkaha çınlaması yükselsin istiyoruz…
Ve biz dünya gençleri, tüm saatlerin 1 Ocak 1987'yi gösterdiği ilk saniyelerde ortak düşüncelerinin piramitini yarıp fışkıracak dev bir barış çiçeğinin tohumunu patlatmak istiyoruz…
Mağma tabakasındaki kabarcıklar gibi, orada-burada fokurdayan savaşlardan, ayrılıklardan, düşmanlıklardan, nükleer cephaneliklerden, bütün tutuculuklardan, yozluklardan, yobazlıklardan uzakta…
Dev bir çiçek…
Her birleşen yeni elden…
Her gülüşten enerji alacak,
Sevgiyle, hoşgörüyle, sınırsızlıkla büyüyecek
Dev bir çiçek…
Ayrılıkçı, çıkarcı, savaşçı yaşlı kurtların el ovuşturmaları arasında ezilmeyecek dev bir çiçek….
Gölgesinde o çiçeğin.
Din, dil, ırk, renk, sınır
Ve hiçbir ayrılık bilmeksizin halkalanıp, yüzümüzde bin dokuz yüz seksen yedi ve gelecek yılların ateşiyle dans edip, bir şarkı söylemek istiyoruz.
Yeni yıl şarkısı…
Bir şarkı…
Bildirgesi, kurtların çocuklarının-güvercin torunlara,
Uzağa…. Uzağa…
Çok uzaklara duyurmak istedikleri…
Hoş geldin yeni yıl…
Seni bekliyorduk…
Taa ilk canlının
Tohum olup, dünyaya düştüğü günden beri…
Evet, her şey değişti,
Evrimleşti…
Ama savaş hep aynı savaş…
O ilerliyor ağır-aksak
Yavaş-Yavaş…
Tank paletleri çiziyor ekvatorunu dünyanın…
Sen, bir dokuz yüz seksen yedi,
Beklediğimiz yarın…
Birşeyler yap…
Gidişin yakın…
Dünyayı bize ver.
Kurtların eline bırakma sakın…
Onların hüneri yalnızca makineler.
Trik-Trak-Güm…
Hoş geldin ölüm…
Hayır!
Hoş geldin Yeni Yıl…
Bak doğumuna kalkıyor kadehler,
Işıklar sönüyor saat tam on ikide…
O yaşlı kurtlar ki, utanmadan
Yeni savaş ve yalan zamanlarına içiyorlar…
Rahat…
Yine sövmek için birbirlerine ana avrat
Sen bizim sıratımız ol…
Geçelim karşılara,
Onlara karşı…
Ve yıkalım bu gece savaş köprülerini…
Öte yanda kalsın
Ağlayan dünyanın son halkası…
Bin dokuz yüz seksen altı…
Hoş geldin bin dokuz yüz seksen yedi…
Doğdun… Aç gözlerini…
Davranışlarımızı, düşlerimizi, düşüncelerimizi kısıtlamayan,
Güler yüzlü, bilge büyükleri,
Sınırsız sevgi enerjilerini ver…
Bacasında yürek dumanları tütsün,
Sıcacık kıl evlerimizi…
Ve öyle bir gel ki,
İlk defa gerçek bir ümitle patlasın…
Gönlümüzün çeperleri…
Gitsin karanlığın tacirleri…
Gelişin altın çağın gelişi olsun…
Ve öyle bir kahkahayla haykıralım ki,
Bu şarkıyı değil tüm dünya,
Kainatların en ucundakiler bile duysun…