Dolap Beygiri

Bazen diyorum… Gazeteleri karıştırırken… «Keşke bir dolap beygiri olsam…»

– Aman efendim estağfurullah!… 

– Yok yok… Bazen gerçekten düşünüyorum bunu… Düşünsenize… Önce aklım eşek aklı kadar çalışacak…

Ve şimdi beni rahatsız eden, üzen ne varsa aklıma uygun gelecek… Hiç düşünmeyeceğim… Üzülmeyeceğim… Şimdi beni üzenleri o zaman hep kendimden bileceğim…      Sonra, dolap beygiri olduğumda gözlerim bağlı olacak…

Olduğum yerde dönerken yürüdüğümü, ilerlediğimi zannedeyim diye gözümü bağlayacak sahibim… 

– Aman İlhan bey… Neler söylüyorsunuz?.. 

Canım size ne… Herkes eşekliği kendine… Dolap beygiri olmayı istemenin özgürlüğü yok mu bu ülkede?..

Gözlerim bağlı olunca, eğri-büğrü ne varsa görmeyeceğim artık…

Gazete de okumayacağım… Zaten okusam da anlamayacağım… Serde eşeklik olacak… 

Ne ağlayacağım… Ne sızlanacağım… 

Gözlerim bağlı dönüp duracağım… 

İlerlediğimi sanarak…

Arasıra duracağım… Çünkü insanlıktan kalma alışkanlıkla fazla alışık değilim ilerlemeye…

Sonra… Sahibimin sopası getirecek aklımı başıma…

Yine başlayacağım yürümeye… 

Eşek aklımla düşüneceğim… Ve kendimle övüneceğim; 

«Ne ilerledim be!…»

Döne döne ürettiklerim beni döndürenleri mutlu edecek…

Ben de, anlamadan sevineceğim… 

Bana ne… Bana ne… Dolap beygiri olmak istiyorum ben…

– Aman İlhan bey …Kendinize gelin…

– Asıl siz gelin kendinize…

Ve başlayın dönenleri görmeye… Görmek istemezseniz, gözlerinizi bağlarsınız benim gibi… Hem sizin «Dolap beygiri» olmanıza da gerek yok…

Aslında gözlerini bağlamak ta gereksiz bazı insanların… 

Siz yine öyle kalın… Kalın…

İlhan İrem Official Web