“Cennet İlahileri” – Albüm Şarkı Sözleri
Aşk Kapıları
Söz: İlhan İREM & Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
Göklerden melekler indiler
saf
saf
dediler: Yalnızlık Allaha mahsus.
Allahım aç kapılarını
Allahım aşk kapılarını
Bilmediği sularda yıkandı
Görmediği uykulardan uyandı
Seyreyledi Arş-ı Alemi
Kollarından tuttu iki melek
dediler: Yalnızlık Allaha mahsus.
Allahım aç kapılarını
Allahım aşk kapılarını
(yaradılanı severiz
yaradandan ötürü)
Allahım aç kapılarını
Allahım aşk kapılarını
İhya gecelerinde nurlandı
İlahiler dualarla kutsandı
Seyreyledi Arş-ı Alemi
Kollarından tuttu iki melek
dediler: Yalnızlık Allaha mahsus.
Allahım aç kapılarını
Allahım aşk kapılarını
Göklerden melekler indiler
saf
saf
dediler: Yalnızlık Allaha mahsus
Allahım aç kapılarını Allahım aşk kapılarını
Allahım aç kapılarını Allahım aşk kapılarını.
Hu
Söz: Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
Hayat mucize
Rahmani nefes
Şah damarımdan daha yakınsın
Hayra alamet lütuflar eyle
Hiç hiç diye hıçkırıyor, iç çekiyorum.
Hu hu hu… Sallan hu
Hu hu hu… Deja vu
Divane oldum Hu
Hikmetinden sual olunmaz
Sıfatların saymakla bitmez
Akıl ermez/sır ermez.
Hayat mucize
Yaz şafağım her gönülde
Rahmani nefes/ürperiyorum.
Yanık yanık sayhalarla gecelerimde
Hiç hiç diye hıçkırıyor, iç çekiyorum.
Hu hu hu… Sallan hu
Hu hu hu… Deja vu
Müjde
Söz: Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
Müjde düğün var
Nazlı gelin, gelinim.
Müjde düğün var
Nazlı gelin sevgilim
Güzellerin güzeli, günahsız gelin.
Güzellerin güzeli
Gelinim.
Müjde bir göl var
Nazlı gelin ölüyor
Müjde kader var
Kahrolası yazgılar
Sular onu alıyor
Saçlarında yosunlar
Ölüm onu alıyor
Elveda… Elveda!
Misk-i Amber kokuyor hala
Sedef teni soluyor karanlık sularda
Göğsünde al karanfil ağlıyor anılara…
Elveda! Nazlı gelin
Telli duvağı………
Alıcı kuş şarkı söyler uğursuz!
Alıcı kuş boşlukta sallandığı kafeste
Müjde… Müjde… Müjde… Müjde… Müjde…
Düğün var… Düğün var… Düğün var… Düğün var…
Yalan Dünya… Yalan Dünya… Yalan Dünya…
Elveda… Elveda… Elveda… Elveda…
Ne gam!
Yılan Isırığı
Söz: İlhan İREM & Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
Yılan ısırığı
kırbaçlar acı acı yakıyordu tenini
Kızıl vazoda
Sönmüş gezegenin külleri
Çıplak ayakları
yanmış kavrulmuş
yürüdü yürüdü yürüdü derviş
Yüksel ki yerin bu değildir
Gül cemalim peçeni indir
Gözüm dalar gider ışığına
Vuslatınla beni sevindir
Yürü ya seyyah-ı Avare yürü
Çevir yüzünü cennete doğru
Tören
Söz: İlhan İREM & Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
Elinde billur küre Dünya tahtında
Şölenler, heyecanlar, veda kervanında
Havariler yakarır "Hak Aşığı"na
Yokluk asılı kalır Dünya tahtında
Yani günlerden birgün arındığında
Tüylerden kanatlardan soyunduğunda
Gözlerin mangalarla oyulduğunda
Belki gülerim belki gülmem sorulduğunda
Bunları kim yaşadı? Yaşayıp da anladı
Varlığının en kadim sırlarında
Zahiri aynalarda ahirin tohumları
Kıyamete koşuyor Gayyum'un yolcuları
Çığlığım yankılansa çarpıp da benden bana
Havariler yakarır duyulduğunda
Boş bedenleri alır, yıkayıp temizlerler
Sagularla süsleyip yunaklara dizerler
Aklanıp saflanınca o masum bedenleri
Ağıtlarla saklayıp, törenlerde giyerler
Dem
Söz: İlhan İREM & Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
Hüsran, hüsran, titrek bülbülün çilesinde
Hüsran, terennümlerde
Feryat figan kahrolduğu/nihaventli ezgilerde
Ney üfledi, mest olduğu/mucizelerde
Rubailer okundu/kaybolduğu derinlerde
Efsun efsun can olduğu/mesnevilerde
Bir dem tuttururum/Nihaventli ezgilerde
Hasret vakti geldi/Nerdesin nerde?
Ah eder bülbül mihrapta
Mazi gümüş aynalar
Herkes kendi zindanında
Matemini tutar
Çanları çalarken mabedin
Ensar olup göçerler, Ebabil'in peşinde, muamma çöllerinde.
Tılsımlardan azade Teselya Büyücüleri
Gece ve gündüzün çelengini örmekte.
Mahşerin Dört Atlısı
Söz: Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
Kalbin kırıklarını, paramparça yalnızlıkları,
kuşandığım zırhları sana verdim.
Ey özgür ruh/isyankar rüzgar!
MAHŞERİN DÖRT ATLISI!
Savurun görkemli çığlıklarınızı
Ben burdayım!
Sevgiler kaldıysa
çoook uzaklarda
kimi bu alemde, kimi ötelerde.
Bilinmezler benim içimde…
Beyaz ayinler gördüm. Döndükçe dönen.
Döndükçe kah yerde, kah göklerde.
Muhteşemdiler. Sonsuza intikal ettiler.
Ezelden ebede yolculuklarda kalbin kırıklarını,
paramparça yalnızlıkları,
kuşandığım zırhları sana verdim.
Kıldan ince kılıçtan keskin Sırat Köprülerinde. Sana geldim
Bile Bile… Bilmezcesine
Söz: İlhan İREM
Müzik: Melih KİBAR
Güleriz yokluklara
Güleriz o sonsuz uzaklıklara
Güleriz boşluklara
Güleriz o sonsuz yalnızlıklara
Güleriz gökyüzüne
Toprağın zamansız açılan gözüne
Bir çiçek koparsa da
Ölümün bir anda uzanan eli
Sevgisi bizde kalır
Kokusu uzaklardan bulur bizi
Güleriz gökyüzüne
Toprağın zamansız açılan gözüne
Güle güle ağlıyoruz
Gülüyoruz… Yaş dolu gözlerle
Bile bile özlüyoruz.
Arıyoruz…
Böyle herşeyi bilmezcesine…
Kapkara doğsa güneş
Kapkara yaksa da tüm yürekleri
Kapkara ölüm bile
Karartmaz böylesi özleyişleri
Güleriz gökyüzüne
Toprağın zamansız açılan gözüne
Güle güle ağlıyoruz
Gülüyoruz… Yaş dolu gözlerle
Bile bile özlüyoruz.
Arıyoruz…
Böyle herşeyi bilmezcesine…
Güleriz gökyüzüne
Ölümlere………
Sis
Söz: İlhan İREM & Hansu İREM
Müzik: İlhan İREM
a) Şatlup
b) Sis
c) Sekiz Bulut Dağının Prensesi
Havada uçuyordu
Duvarlardan geçiyordu
Elverdi ŞATLUP/Işıktan geçti
Maya ağacının kökleri üzerinde Melaikeler bekliyordu.
Odalarına gir cennet yüreğinin
Yıldızları yad et birbir.
Gecenin derinliklerinde anahtarlar şıkırdar
Hava Kızları raksederler
Sis/gökyakutlarda
Sis/rüyalarda
Sis/yasak meyva
Sis/dudaklarda
Hüzün/yüzyıllar boyu
Tövbe/günahlara
Veda/zehirli elma
Gonca/dudaklarda
Eski zaman elbiseleri akıp gidiyor üzerinden
Sekiz Bulut Dağının Prensesi
Mevsimlik heveslerini dökmüş çiçeklerin ecesi
Olan olmadı biten de bitmedi.
Gizli bahçelerde lirik bahar senfonileri
Geçmiş-an ve gelecek
Varolmuş ve olacak
Havadis Avcısı adamotları topladı Kehanet Irmağının kıyılarından
La mekan! La Kuyud!
Salamender'in tılsımı ateşte.
Tozdan geldin toza dön!
Ayna Krallığının sihirli tacı görünmez oldu.
Kum yatağında kum. Dikenler parçaladı avuçlarını
Silinip gitti.
Yüzü önce/sonra elleri/ve sonra tebessümü bile unutuldu.
Hırs Akrebi vahşice kanırttı acımasız, meşum
Kim daha yükseklerde o mu ben mi ?
Başında kainatın sarkacı
Geçmiş-an ve gelecek
Varolmuş ve olacak.
Sekiz Bulut Dağının Prensesi
Mevsimlik heveslerini dökmüş
Eski zaman elbiseleri akıp gidiyor üzerinden