Böcek Cumhuriyeti
Mustafa Kemal, kesin bir makas koymuş Türkiye'nin geleceğine. Kulluktan halk olmaya yönlendirmiş insanları..
Yetmiş yıllık cumhuriyetimizin içine düştüğü karanlık, Türk halkının inanç sorunudur. Türk insanı küreselleşme adıyla içerden ve dışardan dayatılan baskılarda, oy çokluğu veya hile ile, geleceğini sulanmış ağızlara teslim edecek. Ya da ulusal bilincini evrensellikle doğru oranlarda sentezleyip,.
Müslüman toplumlar içinde tek çağdaş, demokratik ve laik örnek olarak dünya tarihinde yerini alacak..
Atatürk devrimlerini, militarist ve anti-demokratik dayatmalar olarak dile getiren ikinci Cumhuriyetçiler, yükselen değerlerle cilalanmış, arabesk liberalizmin köşe dönücüleri, Yeni Osmanlılar, en üst makamlarda, mal, mülk, koltuk sarasına yakalanıp, mafya çeteleriyle halvet olan, inanılmaz, sahtekârlıklar, yalancılıklar, pişkinliklerle topaç çeviren politikacılar ve cumhuriyeti yıkmak için, artık açık kartlarla oynadıkları oyunda, türbandan başlayarak demokratik haklardan, Cumhuriyet Türkiye'sinde Müslümanların zulüm gördüğünden dem vurarak, siyasi ve ticari çıkarlarına tanrıyı ve dini alet eden kara yobaz çeteleri….
Manzara böyle iken, ucuzlayan hayat içersinde yakaladıkları mertebeye tapan sözde aydınlar, Atatürk devrimlerini ve cumhuriyeti aşmış (1) sahte ilericilik masallarıyla geriye çökmüş, medyatik bir uçurum sunuyorlar Türk toplumuna, hoşgörü kremasına bulanmış şeriatçılarla 'uzlaşma' adına bir yerlerde buluşarak..
Eski zaman lunaparklarının rotorlarında hızla dönen motosikletler gibi, fasit dairelerinde, teknolojiyle bencilce sevişerek devinenlere ' çağdaş', kirlenmeden onurla dışarda kalanlara 'dinozor' diyorlar..
Tek çıkış koridoru kişisel zaaflarla satılmamış, erdemli hayat yolculuğudur..
İnsanın, hayatın, sanatın onurunu koruyan dinozorlar, gelecek çağı kurtarabilecek tek umut böylelikle..
Yaşadığımız, Amerikancılık, lümpenlik, hainlik ve yobazlığın şeytansı yamuğudur..
Atatürkçülüğü kimselere bırakmayan "Türküm, doğruyum' çocukları, yakalarında rozetlerle okları bir bir kırarak, bu topraklarda yüzyıllardır bütünlük içinde olgunlaşıp güzelleşen kök kimlikleri, yanlış anlaşılmış bir evrensel özgürlük adına bayraklaştırıp, Kürtlerin, Çerkezlerin, Lazların,.
Arnavutların ulusal forsun altında koyun koyuna yattıkları şehitliklerin bağrına saplıyorlar. Atatürk'ün partisindeki bu ihanet, menfaatlerinin peşinde koşan liberal tosuncukların, bölücülerle, şeriatçıların ekmeğine yağ sürüyor..
Türkiye, mütareke günlerinden sonra en vahim dönemini yaşıyor..
Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştirmiş bu insanlara olan inancımız nedeniyle, umudumuzu hâlâ yitirmedığimiz katastrofık çöküş içinde, geleceğimizi karanlığa tezgâhlayan kirli eller arasında, Atatürkçülüğü resmi ideoloji olarak vitrinleyip, hak etmediği saldırılann kucağına atan satıh fanatiklerini de saymalıyız..
İkibinli yılların dünyasını sarmalayan yeni emperyalizmin türlü oyunları var. Uzak yankılar ve yakınımızdaki renkli kuyrukları "Peşine takılrnamız gereken 'izm Özalizmdir," dediler. İnsani değerleri rafa kaldıran teknoloji transferinin sevgileri, ilişkileri yok eden deformasyonu özgürlük sandığımız kalınlaşmanın rüzgârında bugünlere geldik..
Sonra, inançlı Müslümanların doğru terazilerde tarttığı çağdaşlığı ve dini görmezden gelip, "Türk insanı gelenekleriyle, diniyle tanışmalı," diyorlar..
Ve vahşi dünyanın kayıtsız şartsız parçası olma özentileriyle, ülkelerini indirimli satışlara sunanların son cümlesi, 'Egemenlik modası geçmiş bir kavramdır ".
Suya atılan taş öylesine köpüklenecek ki, olup biteni çok öte yıllardaki tarihçiler yazacak..
Medyada, şeriatın yüz akı kanallarında, kana, çıkarlara ve soysuz çetelere bulaşmış, sahte milliyetçilerin vitrinlerinde kapılanmış birileri, uzgörüşlü bilgeler edasıyla, ulviyetler içinde, tarihsel uzlaşma çağrıları yapıyorlar, çağdaş diyalogların ve evrensel hoşgörünün midesini bulandırarak..
Zirai mücadele veren şuncacık insanların, çekirge sürüleri ardındaki ağıtları, umutlu şarkılara dönüşecek..
Yenilikçiliğin sahte ambalajında, emperyalizm krallıklarından getirilmiş kara örümcekli fidanları dikmeyi tasarlayanlardan önce, cumhuriyet ormanını güzelce budayarak, bütün zararlı otlardan, kurumuş dallardan, yapraklardan.temizleyip yeşertebiliriz. 
Işık ve sevgiyle…
İlhan İrem Official Web