Zeytinyağlık…
Benim adım İlhan…
Soyadım Aldatmaz…
Ben sonradan «İrem» yaptım…
Ama asıl soyadım Aldatmaz…
Ailem öyle uygun görmüş… Öyle koymuşlar…
Benim adım İlhan Aldatmaz…
Adım başka türlü de olabilirdi… «Cemalettin Şenşakrak» mesela… Ya da, «Hüseyin Çiftgezer…»
Adım başka olsaydı… Ben başka mı olacaktım?… Ya da düşüncelerim değişecek miydi?..
Ne gezer…
Ben hep aynı ben…
Hep aynı düşünceler…
Ya da «George» diye değiştirsem adımı…
Değişecek mi?.. Türklüğüm… Müslümanlığım…
«İremov» yapsam soyadımı… Hatta adım da soyadım da değişse…
İlhan İrem…
İvan İremov… Olsa… Bulgar mı olacağım?.. Bulgaristan'da bile yaşasam…
Bulgarların soydaşlarımızın isimlerini değiştirmelerini, suya zeytinyağı karıştırmaya benzetiyorum… Zeytinyağı üste çıkar… Su hep aynı berraklığıyla kalır altta…
Zeytinyağ – zeytinyağdır…
Su da su…
Bulgar – Bulgardır…
Türk… Türk…
Ama herşeyden önce, insan insandır…
Düşüncesiyle… Duygusuyla… Tutkularıyla… Özgürlüğüyle…
İnsan insandır…
İster adını değiştir… İster soyadını… İster ikisini birden… Düşüncesini değiştirmezsin yüreğine girmeden…
Çocuklarına istedikleri adı verme özgürlüğünü vermeli insanlara…
Barış ağacının zeytinlerini döküp, zeytinyağlık etmeden…