Derin Devlet
Devlet yalnızca benim güzel, evrensel istençlerimi hayata geçirmek için vardır. Travmatik bir yanlış yapılanma ile kölesi olacağım değil, benim hayatımı kolaylaştırmak için programlanmış bir hizmet erkidir devlet!
Eğer benim hayatımı daha güzel, daha özgür, daha yaşanası kılmaktan ötelere sapmış… Kendini, kendine saplanmış büyüklü küçüklü diktatör olma heveslilerini benim özgür hayatımın avare başına çorap olarak örmeye çalışıyorsa devlet!.. Şirazesinden çıkmış bir bilimkurgu hikâyesiyle karşı karşıyayız demektir.
Devletin ruhu, duyguları, düşüncesi, kompleksleri, zayıflıkları, hesapları, kaybedişleri, kazanımları yoktur.
Gerçek demokrasilerde devletin insan hayatını kolaylaştırıp, keyiflendirmekten öte hiçbir gayesi yoktur.
"Derin devlet" kavramı, demokrasiyi özümseyememiş diktatorya kalıntılarının çağdaş insan güzelliklerinin önüne birtakım sınır, bayrak, dil, din, ırk, renk gibi zahiri ayırıcılar koyarak, hiç onay vermediğim halde, benim adıma görünen aslında saygısızca beni de aşan bir güç gösterisidir.
Ki, bu güç gösterisi, benim himayemde olmaktan öte hiçbir anlam taşımayan devletin bana bağlı olması gereken iplerini kopartarak bana dişlerini göstermesidir.
Eğer Susurluk skandalı ile ortaya dökülen pislikleri, vatansever şerefli katiller ve sonsuza dek deşifre olmaması gereken, azmettiren soylu ve haklı devlet büyükleri olarak tezgâhlamaya çabalayan, hayatı yanlış kavrayışlı birileri varsa, yanıtımız çok açık:
Hiç kimse, bize sormadan, bizim adımıza, bize rağmen, bize karşı bir kavgaya giremez.
Biz, çağdaş, demokratik, laik, özgür bireylerden oluşan bir insan topluluğuyuz (!) Eksiklerimiz, yanlışlarımız, evrensel dünya platformuna uyum sağlamamış görüntülerimiz olabilir…
Ama hiç kimseye bizi yüceltmek adına cinayetler işleme yetkisi vermedik.
Evrensel doğru bir tanedir ve "Bütün devletler bunu yapıyor," diye bir mazeret sonradan işlenen insanlık suçlarını sıfırlamaz.
Onlar çıkarlarının peşinde, ulvi zannettikleri güdük hayat çetelerinde öldüler, öldürüldüler…
Onları şerefli kahramanlar payesine taşıyıp prim almaya çabalayan lider ziyanlıkları ve kendilerini bu ülkenin ana fikri zanneden "insan" olamama özürlü birileri açık-seçik, gizli-saklı yönetiyorsa bizi… Geçmiş olsun! 0 zavallı birileri, kendilerini yöneten ve devlet…
Bizi de yönetilen, emir kulu, halk, millet, tebaa bilmesinler hiç!
Bilsinler ki, topyekûn başkaldırıyoruz! İsyan… Devrim… Ne derlerse desinler! Umurumuzda değil.
Gurur kavramını ayaklar altına alıp, "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye çığlıklanan beyinsiz kalabalıklara karşın…
Kendilerini "Devlet", "Derin devlet" diye, efendileri olduğumuz bizlerden koparıp, üzerimizde teslimiyet beklentili yaptırımlara yeltenen çete bozuntularının hakkından geleceğiz.
Çamurdan birisi emperyalizmin yamalı asfaltlarına karşı ıssız demiryollarında yürüyor Ankara'ya doğru… Ve tüm kalbimiz ondan yana.
Polisim, niye Metin Göktepe'nin katillerini bünyesinden dışlamayıp, beyhude bir kol-kanat korumasına girişti?
Ve bayrağa sarılıp, nerdeyse devlet töreniyle toprağa verilen sanal kahramanların hesabını bir bir soracağız.
Işık ve sevgiyle…